Tuğba Yılmaz Aslen Nereli? Bir Genç Yetişkinin İçinden Geçenler
Kayseri’nin soğuk akşamlarında, geceyi yalnız geçirmeyi pek sevmesem de, bugün bir farklıydı. Elimde bir fincan çay, mutfak masasının karşısında oturuyorum. Dışarıda kar yağmaya başladı, her şey beyaza büründü. Akşamı bir nevi yatmadan önce düşünerek, yazı yazmayı alışkanlık haline getirmiş bir genç olarak, şimdi kalemi tuhaf bir şekilde bir kez daha elime almışım. Bugün aklıma takılan tek şey var: Tuğba Yılmaz aslen nereli?
İçimdeki o merak, kaybolduğum ve kendimi bir şeylere kaptırdığım anları hatırlatıyor. Tuğba Yılmaz’ın kim olduğunu merak ettiğimde, çoğu zaman böyle olur. Bir insanın geçmişini, kökenini, asıl yaşamını düşünürken, o kişiyi bir şekilde daha derin bir yerden tanımak isterim. Bu, tuhaf bir şekilde beni hep bir yolculuğa çıkarır. Her şeyin başlangıcında, bir kadının adını duymuş ve merak etmiş olmanın getirdiği heyecan vardır. O anki gibi basit bir soru bile, birinin kimliğine dair bir şeyleri keşfetmek için başlamak gibidir.
Kayseri’nin Karanlık Gecesinde Bir Işık: Tuğba Yılmaz’ın Yolu
Kayseri’nin dar sokaklarında yürürken, aklımda sadece Tuğba Yılmaz’ın hayatına dair hislerim var. Tuğba Yılmaz, bir kadın ismi değil de, bir yolculuk gibi gelmeye başlıyor bana. Geceyi yalnız geçiriyor olmanın verdiği ruh halimle, bir anlam arıyorum. Kayseri’nin kalabalık caddeleri kadar karışık olan içimdeki hisler, beni bu düşüncelerle bir başıma bırakıyor. Sonunda, araştırmaya karar veriyorum.
Bir yandan internette kaybolarak, bir yandan da düşüncelerimin peşinden gitmeye başlıyorum. Tuğba Yılmaz’ın geçmişi, kökeni, memleketi… Kayseri’nin yaşanabilirliğine dair her şeyin bana ne kadar tanıdık geldiğini fark ediyorum. İçimdeki umut birden silikleşiyor; acaba, bende olabilecek bir boşluğu mu doldurmak istiyorum? Belki de Kayseri’de her şeyin daha önce yaşanmış olduğunu düşündüğümde, kimsesiz bir yolculuğa çıktığımda, bazı şeylerin kalbimdeki yerini bulmasını umuyorum. Ama bu yolculuk tam da istediğim gibi değil. Tam da istediğim gibi bir cevap bulamıyorum. O yüzden, daha çok merak ediyor ve daha çok düşünüyorum.
Tuğba Yılmaz’ın memleketini öğrendiğimde ise, kendimi biraz hayal kırıklığına uğramış hissediyorum. Beklediğim şeyin tıpkı Kayseri gibi klasik bir yerden gelmesini istemiştim, belki de içimdeki eksik bir parçayı orada bulurum diye. Ama o, tam anlamıyla başka bir şehirden, bambaşka bir kökenden geliyor.
Bir Şehri Sevmek
Ve işte o anda, Kayseri’nin karla kaplı sokaklarına bakarken, şehrimle, onun her taşıyla, sokaklarıyla, kokusuyla bir bağ kuruyorum. Tuğba Yılmaz’ın memleketi ne olursa olsun, her insanın kendine has bir hikayesi vardır ve belki de bu yüzden farklı kökenler, insanları birbirine yaklaştırır. Onun memleketinin neresi olduğunu öğrenmiş olabilirim, ama Kayseri’nin, bu soğuk akşamında bana sunduğu duygusal bir sıcaklık var. Bir insanın nereli olduğu, ne kadar uzak olsa da, gerçekten önemli olan şey o insanın hayatına nasıl dokunduğudur. Ve belki de benim de hayatıma dokunan şey Kayseri’nin kendisidir.
Tuğba Yılmaz’ın nereli olduğu sorusunun beni bu kadar düşündürmesinin bir sebebi var. Kayseri’de bir şehri, bir insanı ve bir hayatı tümüyle sevebilmek, her şeyin bir anlam taşımasına yardımcı oluyordur belki. Bazen, birinin memleketinin neresi olduğunu bilmek, o insanı gerçekten anlamak için bir anahtar gibi gelir. Ama gerçekte, çok daha önemli olan şey, o insanın hayatındaki duyguları, yaşadıkları ve bunların bizimle buluştuğu anı hissedebilmektir.
Bir Hikayenin Arkasında
Sonunda anlıyorum ki, Tuğba Yılmaz aslen nereli? sorusu bir yanıtla sınırlı kalmamalı. Bu soru, insanın köklerine, geçmişine, geleceğine ve en önemlisi kendi iç yolculuğuna dair derin bir anlam taşır. Çünkü bir insanın kim olduğunu anlamak, sadece bir memleketin ismiyle ölçülemez. Bazen, hayatın anlamını bulduğumuz yer, soruları sordukça aradığımız cevaptan çok daha fazlasını içerir.
Benim için Tuğba Yılmaz’ın memleketi, belki de bir sembol. Kayseri’deki sokaklarda yürürken, ona dair hissettiğim bir boşluk, belki de kendimi bulmamı sağlayacak bir yolculuk. Memleketin neresi olduğuyla ilgili kaybolan hiçbir şey yok. Asıl önemli olan, her adımda ne kadar gerçek hissedebileceğimizi anlamaktır.