Hun Enerji Ne Üretiyor? Psikolojik Bir Mercek Altında Herkesin bir amacı vardır: anlam arayışı, başarıyı elde etme, hayatta bir iz bırakma… Bu arayış, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de önemli bir yer tutar. İnsanlar, bazen bilinçli olarak bazen ise farkında olmadan, hayatlarını şekillendiren seçimler yapar. İşte bu noktada, bir psikolog olarak, insan davranışlarını çözümlemeye çalışırken, bazı üretim süreçlerinin, özellikle de enerjinin üretiminin, insanların psikolojik ihtiyaçlarıyla nasıl ilişkilendiğine dair merak duyarım. Hun Enerji’nin ürettiği şeyler, yalnızca fiziksel anlamda enerji sağlamakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal ve bireysel psikolojik süreçler üzerinde de derin etkiler bırakır. Hun Enerji’nin Üretim Süreci: Farkında Olmadığımız…
8 YorumBeysan Mobilya Tasarım Yazılar
Hotulamak Ne Demek? Eğitimde Dönüştürücü Bir Kavram Öğrenmenin Gücü ve Pedagojik Yöntemler Üzerine Bir Eğitimcinin Bakışı Öğrenmek, insanın gelişiminin en temel taşlarından biridir. Eğitim, bireylerin hayatlarını şekillendirirken, aynı zamanda toplumsal yapıyı dönüştüren bir güç olarak da karşımıza çıkar. Ancak öğrenme yalnızca bilgi edinmekle sınırlı değildir. Gerçek anlamda öğrenme, bireylerin düşünme biçimlerini değiştirmelerini, eleştirel bakış açıları geliştirmelerini ve toplumsal yapılar içinde daha aktif roller üstlenmelerini sağlar. Bu bağlamda, eğitimde yer alan terimler ve kavramlar da son derece önemlidir. “Hotulamak” kelimesi, dilde çok fazla duyulmasa da özellikle eğitim ve pedagojik süreçlerle bağlantılı bir anlam taşır. Peki, hotulamak ne demek ve nasıl bir…
8 YorumHomolog Nedir Fen? Siyaset Bilimi Perspektifinden Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Siyaset Bilimci Perspektifinden Başlangıç: Güç, Toplum ve Homologluk Siyaset bilimi, toplumsal düzenin işleyişini anlamak ve insan davranışlarını çözümlemek için güç ilişkilerine, kurumlara ve ideolojilere odaklanır. Bugün ise, “homolog” kavramı üzerinden, toplumsal yapıları nasıl benzerleştirdiğimizi, güç ilişkilerinin nasıl işlediğini ve toplumsal düzenin belirli benzerlikler etrafında şekillendiğini sorgulayacağız. “Homolog nedir?” sorusu, biyolojik bilimlerde kullanılan bir terim olsa da, toplumsal yapılar içinde de benzerlikler ve karşılıklı ilişkiler kurarak analiz edilebilir. Biyolojide homolog kavramı, benzer bir kökenden türemiş yapıları ifade ederken, siyasette homolog, belirli güç ilişkilerinin ve toplumsal kurumların, tarihsel olarak benzer biçimde…
Yorum BırakDoğru İnsanın Gerçek Anlamı Nedir? Geleceğe Yön Veren Bir İnsan Tanımını Birlikte Düşünelim Geleceği şekillendiren en güçlü unsur ne teknoloji ne de ekonomi… Asıl belirleyici olan, insanın ta kendisidir. Peki, “doğru insan” dediğimizde gerçekten neyi kastediyoruz? Sadece erdemli, dürüst veya çalışkan birinden mi bahsediyoruz? Yoksa geleceğin dünyasında bu kavram çok daha derin, çok daha vizyoner bir anlam mı taşıyacak? Gelin birlikte düşünelim; belki de insanlık, şimdiye kadar hiç olmadığı kadar doğru insanlara ihtiyaç duyuyor. Doğru İnsan: Zamanın Ötesine Taşınan Bir Kavram Klasik Tanımdan Geleceğin Tanımına Yüzyıllardır “doğru insan” denildiğinde akla gelen temel özellikler belliydi: dürüstlük, adalet, vicdan, sorumluluk ve empati.…
Yorum BırakAllah Katında Hangi Nikah Geçerlidir? Toplumsal Bir Bakış Toplumsal Yapıların ve Bireylerin Etkileşimi Üzerine Bir Araştırmacının Düşünceleri Toplumların ve bireylerin birbirleriyle nasıl etkileşime girdiğini anlamaya çalışırken, her zaman kültürel normların ve dini inançların iç içe geçmişliğini göz önünde bulundurmak önemlidir. İnsanlar, yalnızca kendi içsel inançlarına değil, aynı zamanda toplumlarının kültürel ve dini öğretilerine göre hayatlarını şekillendirirler. “Allah katında hangi nikah geçerli?” sorusu da tam bu noktada, dinî inançların ve toplumsal normların bir arada nasıl şekillendiğini sorgulamamıza neden olur. Nikah, yalnızca dini bir gereklilik değil, aynı zamanda toplumsal bir kurallar bütünü olarak da şekillenir. İslam’ın temel öğretilerine göre, nikah Allah katında…
Yorum BırakHiç Kimse Ayrı mı Yazılır, Bitişik mi? Dilin Temel Anlamı Üzerine Felsefi Bir Yaklaşım Dil, insan düşüncesinin ve toplumların en temel iletişim aracıdır. Her kelime, bir düşünceyi, bir duyguya ya da bir kavramı iletmek için seçilir. Ancak dilin yapısındaki en küçük değişiklikler bile, insanın dünyayı algılayışını etkileyebilir. Bu yazının merkezinde ise dilin temel yapı taşlarından biri olan yazım kuralları yer alıyor. “Hiç kimse ayrı mı yazılır, bitişik mi?” sorusu, dilin doğru kullanımını tartışmanın ötesinde, insanın dil ve gerçeklik ilişkisini sorgulayan felsefi bir kapı aralamaktadır. Bu yazıda, hem etik, epistemolojik hem de ontolojik bir bakış açısıyla dilin bu incelikli sorusunu ele…
8 YorumHisteroskopi Sonrası Adet Nasıl Olur? Felsefi Bir Bakış Açısıyla Felsefe, insanın varlıkla, evrenle ve kendisiyle olan ilişkisini sorgulayan bir disiplindir. Her bir soru, bir düşünsel yolculuğa çıkarır insanı; her bir cevap, yeni sorulara kapı aralar. Histeroskopi sonrası adet düzeninin nasıl olacağını sorgularken, bu soruyu yalnızca biyolojik bir problem olarak görmektense, daha derin ve çok katmanlı bir bakış açısıyla ele almak mümkündür. İnsan bedenine ve yaşamın döngülerine dair sorular, etik, epistemolojik ve ontolojik boyutlarda çok farklı anlamlar taşır. Histeroskopi sonrası adet döngüsünün değişimi, yalnızca fiziksel bir reaksiyon değil; aynı zamanda insanın doğası, varoluşu ve kimliğiyle de bağlantılı bir durumu ifade eder.…
4 YorumHer Zaman mı, Her zaman mı? Tarihin İçinde Sürekli Değişen Bir Kalıcılık Bir Tarihçinin Gözünden “Her Zaman”ın İzinde Geçmişe bakan bir tarihçi olarak, sık sık aynı kelimelere farklı anlamlar yükleyen zamanların izini sürerim. “Her zaman” ifadesi de bunlardan biridir. Yüzyıllardır insanlık, “her zaman” demenin kesinliğiyle kendini avutmuş, değişimin önüne geçebileceğini sanmıştır. Ancak tarih bize defalarca göstermiştir ki hiçbir şey her zaman aynı kalmaz. Toplumlar, inançlar, alışkanlıklar, hatta kelimelerin anlamları bile dönüşür. Bu yazıda “Her zaman mı, her zaman mı?” sorusunu, tarihin döngüselliğiyle ve toplumsal kırılma anlarıyla birlikte anlamaya çalışacağız. Çünkü bu soru, yalnızca dilin değil, insanın değişimle olan kadim mücadelesinin…
Yorum BırakHep’i Kim Kurdu? Güç, İdeoloji ve Vatandaşlık Üzerine Bir Siyaset Bilimi Analizi Giriş: Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Siyaset bilimi, toplumsal düzenin ve güç ilişkilerinin kökenlerine inmeyi amaçlayan bir disiplindir. Bu düzeni oluşturan kurumlar, ideolojiler ve güç yapıları, toplumları şekillendirirken, aynı zamanda bireylerin hayatlarını derinden etkiler. “Hep’i kim kurdu?” sorusu, bu bağlamda yalnızca bir tarihsel sorudan daha fazlasıdır. Çünkü bu soru, sadece belirli bir toplumsal yapıyı değil, o yapının arkasındaki güç dinamiklerini, ideolojik yönelimleri ve vatandaşlık anlayışını da sorgular. Siyaset bilimcisi olarak düşündüğümüzde, bir toplumsal hareket ya da ideolojik yapı kurulduğunda, bu yapıyı kuranların gücü nasıl tanımladığı, hangi çıkarları savunduğu…
Yorum BırakStresten Kanser Olur mu? Küresel Mitlerden Bilimin Gerçeklerine Yolculuk Herkesin dilinde aynı cümle: “Dert etme, yoksa kanser olursun.” Belki bunu annenizden duydunuz, belki bir doktorun ağzından değil ama komşu sohbetinde kesin geçti. Peki bu söz ne kadar doğru? Stres gerçekten kanser yapabilir mi, yoksa bu sadece kültürlerin uydurduğu bir korku hikâyesi mi? Gelin birlikte, bilimin soğukkanlı verileriyle insanlığın sıcak inançlarını yan yana koyarak bu sorunun izini sürelim. Özet: Stres tek başına kanser nedeni değildir, ancak bağışıklık sistemini zayıflatıp dolaylı olarak risk faktörlerini artırabilir. Bu etki toplumlara, yaşam tarzlarına ve bireysel alışkanlıklara göre değişir. Stresin kanserle ilişkisi, ne tamamen inkâr edilebilecek…
Yorum Bırak